15 Ağustos 2010 Pazar

YEŞİL GÖZLÜ BUĞDAY TENLİ BİR KADIN

Seviyesiz bir gülümsemeyle başlar yakarışların
Boşa kürek çeker gibi çırpınışlar gözyaşların olur
Bakarsın ardına her gün her an
Korkarsın gölgenden bile boğabilme ihtimaliyle seni
Sırtını döndüğünde
Acı çekerken seversin yine de o kadını
Yeşil gözlü buğday tenli bir kadın
Kaçarsın görmezler sanırsın hızlı olduğunda
Arka sokaklar dar gelir çoğu zaman
Çöker üstüne her gece sıkar boğazını
Ayağa kalkmaya çalışırsın güneş doğduğunda
Sakın yere bakma ayakların hala çamur
Adın ise Karabatak
Koşarsın hiç durmadan güneşle beraber
Yıldızlar bile huzur veremez sana
Uyku
En son ne zaman uyuduğunu hatırlıyor musun?
Bakamazsın arkana
Gözlerin kırmızı, ama ardında kocaman bir kan gölü
Bakamazsın işte arkana
Kaldıramazsın ardında kalanları
Hız senin kaçışın olur
Acı senin sonun olur bir şafak vaktinde
Bir bakmışsın ki tüm martılar etrafında uçuşuyor
Geriye kalan yalnızca bir adın
Ve yeşil gözlü buğday tenli bir kadın



Giray ORAL
15 Ağustos 2010 12:03 İstanbul